YAZARLAR

Sizin derdiniz özgürlükler değil

Sizin derdiniz özgürlükler, insan hakları, demokrasi felan değil, sizin derdiniz, seçimle devirmekten umudunuzu kestiğiniz Sayın Erdoğan’ı, Gezi, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz benzeri muhtemel sokak hareketleriyle devirme hayaliniz için elimizdeki tek koz olarak gördüğünüz sosyal medyayı kullanamayacak oluşunuz.

Ben her gün onlarca küfür yiyorum. Diğeri, ben de hem de ne kadar çok. 
Bir başkası, bana edilen küfür hepinizden fazla. 
Hadi tahmin edin, bu muhabbet nerede geçiyor? 
Herhangi bir arkadaş sohbetinde mi? Hayır. 
Yoksa pişpirik oynarken kahvede mi? Buda değil. 
Sizi çok zorlamadan ben cevaplayayım. Yukarıdaki sohbet Türkiye’nin en büyük televizyon kanallarından birisinde gerçekleşiyor. 
Kanal muhalif kanal,  konu da bu aralar hararetle tartışılan  sosyal medya düzenlemesi. 
Ya konuklar kimler? 
Ülkemizin atlı, yatlı, katlı, halkçılığı yatçılık zanneden acar siyasetçileri ve gazetecileri. 
Belki sondakini başta söylemek olacak ama beyler, sizler küfür yemekten zevk mi duyuyorsunuz?  
Hadi sorumu sizlerin daha fazla keyif alacağınızı zannettiğim şekilde,  entel dantel formatında sorayım, beyler sizler Mazoşist misiniz?


Sosyal medyanın düzenlenmesine dair kanun Perşembe günü sabaha karşı TBMM'de kabul edildi. 
Elbette ki Perşembe'nin gelişi Çarşamba'dan belli olur sözündeki  gibi kızılca kıyamet koptu. 
Gazetecilerden, siyasetçilerden işin özeti kendisinde söz söyleme hakkı gören bütün muhaliflerden, zehir zemberek açıklamalar.  
Bir kaç tanesini kısaca aktarmaya çalışayım. 
Kemal Kılıçdaroğlu, lafa bile gerek yok kendileri direk Anayasa Mahkemesi‘ne gideceklermiş.  
Ahmet Davutoğlu, "Siz bu yasayı sosyal medyadaki çirkinlikler nedeniyle  değil, korktuğumuzdan dolayı çıkartıyorsunuz. Özgür düşünceden, özgür basından, özgür sosyal medyadan korkuyorsunuz." Muharrem İnce'nin inci daneleri, "Meclis sabaha kadar çalışarak özgürlüklerin fişini çekti." 
Ali Babacan, "Sosyal medyaya dair kanun ifade ve basın özgürlüğünü hedef alan ciddi bir tehdittir. Ülkemiz adına endişemiz büyük." 


Peki o zaman bir bakalım bu demokrasi, hukuk, insan hakları, özgürlükler ve   bir umum  değeri kökünden zehirleyecek kanun neyin nesiymiş. 
Yasa, günlük erişimi bir milyondan fazla olan sosyal medya sağlayıcılarına Türkiye’de temsilci bulundurma şartı getiriyor. 
Sosyal ağ sağlayıcıları  içerik Şikayetlerine 24-48 saat içerisinde yanıt verme zorunda olacak. Aksi halde para cezası uygulanacak. 
Yasayla sosyal ağ sağlayıcıları  yayınladıkları içerik konusunda sorumlu hale gelecekler. 
Suçlarla ilgili paylaşımlarda, bu hesapları kullanan kişilerin tespiti için ofislerden mahkeme kararı ile IP numaraları istenebilecek. 
Düzenlemeyle, cinsel istismar, müstehcenlik, dolandırıcılık, kumar suçu, suça teşvik, terör propagandası ve hakaret gibi başlıklar sosyal medyada da suç sayılacak. Ayrıca, içeriğin çıkarılması kararı verme imkanı getirildi. 
İlgili maddeyle kişilik haklarının ihlal edilmesi halinde, bütünüyle  erişimin engellenmesi yerine içeriğin çıkarılması yoluna gidilecek. 
Yasa özetle böyle. Ya Türkçe'si ne? 
Ona da bakalım, Türkiye üzerinden milyar dolarlar kazanan Amerikalı para babaları, eğer başarılabilirse, Türkiye'ye vergi ödeyecekler. 
Sokakta, yazılı ya da sözlü medyada suç olan her şey sosyal medyada da suç kabul edilecek. 
Yani artık, ne idüğü belirsiz herifler sosyal medyada yiğitlenip sokakta bitlenemeyecekler. 
Şikayetlere karşı hızlı cevap ve kimlik bilgileri istenebilecek. 
Başka söylemle, lafım yukarıda söz ettiğim Mazoşist şahıslara, artık tabii ki isterseniz, size kimin küfür ettiğini öğrenebileceksiniz.


Dürüstçe soruyorum lütfen sizlerde dürüstçe cevap verin, bu kanunda eksiklikler olabilir, belki uygulamada da sorun olacak ama özgürlüklerin kısıtlanması nerede?


Gelin kitabın yüzünden okuyalım. 
Sizin derdiniz özgürlükler, insan hakları, demokrasi felan değil, sizin derdiniz, seçimle devirmekten umudunuzu kestiğiniz  Sayın Erdoğan’ı, Gezi, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz benzeri muhtemel  sokak hareketleriyle devirme hayaliniz için elimizdeki tek koz olarak gördüğünüz sosyal medyayı kullanamayacak oluşunuz.  
Evet  sizler bundan korkuyorsunuz. 
Gerisi mi? Cevaplayayım, Mazoşist Beyler ve Bayanlar gerisi uydurduğunuz hikayeleriniz.

Yorumlar 3 Yorum