YAZARLAR

Türk solu, CHP ve Muharrem İnce

Sayın İnce siyasette kontrolsüz bir güreşçi gibi davranıyor. Tek mi dalacak? önce dalar gibi yapıyor sonra vaz geçiyor. el ense mi çekecek? Eli havadayken karar değiştiriyor, bu nedenle rakibin ensesine inen tokat'ın etkiside sert yollu, naber biraderden öteye geçemiyor.

Sağda Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan kuruldu kurulacak, bugün yok yarın, üç ay sonra beş ay sonra dedikleri partilerini nihayet kurdular. Şimdi de solda yeni bir parti kurulacağına dair söylentiler dolaşıyor. Söylentiden daha somut deyim kullanamadım, çünkü partinin çekirdeğini CHP’liler oluşturacak ve parti kuracak isim de Muharrem İnce. Biraz daha açayım, kabul etmek gerekir ki, eğer kurulursa yeni partinin çekirdeğini CHP'liler oluşturacak. Buradaki şüphem şu, CHP’nin görünen ya da görünmeyen fosil ötesi yaşa sahip aristokratları böyle bir harekete müsade edecekler mi? Parti kuracağı söylenen isim Muharrem İnce ise, CHP standartlarında değerlendirildiğinde başarılı bir siyasetçi sayıla bilmesine rağmen, bu konuyu genişleteceğim, yansıttığı görüntü başarılarıyla doğru orantılı değil. İşte tam da bu nedenlerden dolayı daha somut konuşmak mümkün olmuyor. Fakat yine de Türk solu, CHP ve Muharrem İnce Çerçevelerinde konuyu irdelemeye çalışayım.

Öncelikle şunu söyleyeyim, Türk solu için hatta Kemalistler için CHP asla olmazsa olmaz değil. Solun, kapatılmasının ardından yeniden CHP çatısı altında toplandığı tarihe bakın 1995, yani partinin kapısına kilit vurulmasından yaklaşık 15 yıl sonra. Birleşme daha erken tarihte olamaz mıydı? Elbette ki olabilirdi ama olmadı. CHPsiz süreç içerisinde solu temsil eden başka partilere oy verildi mi? Evet verildi. Hemde çok rahatlıkla. Başka söylemle, hiç kimse ak Parti'den ayrılan Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan’ın kurduğu partilere beklenen oy oranının düşük seyretmesini görüp yanılmasın. Yalnızca geçmişteki deneyimlerden dolayı değil, şu an CHP’nin başında başarılı bir genel başkanın olmamasından ötürü de solda kurulacak yeni partinin talep görmesi benim için sürpriz olmaz.

Güzel Türkçemiz'de güzel bir deyim vardır ya, varlık içerisinde yokluk çekmek. CHP’nin durumu tam da öyle. Kolaylıkla iddia edebilirim, bu ülkede sol partiye oy verebilecek seçmen %50’nin üzerinde. Bana göre bu bir gerçek. Yine bana göre başka bir gerçek de, sol partilere oy verebilecek o %50'lik seçmenin, çok büyük bir bölümünün soldan anladığıyla, CHP’nin kuruluşundan bu yana takip ettiği sol, aynı şey değil. Zaten CHP bu nedenle kuruldu kurulalı, tek parti dönemi hariç Türkiye’nin kıdemli muhalefet sularına demir atmış durumda. CHP acilen şu iki şeyi öğrenmeli. Birincisi Türkiye muktedirlerin halkın iktidarını yönetebileceği ülke konumundan çıktı. İkincisi, iktidara giden yol sizin gönlünüzdekilerden değil halkın gönlündekilerden geçer. Aksini düşünmek, abesle iştigaldir.

Sayın İnce'yi sürekli eleştirdim, galiba eleştirmeye de devam edeceğim. Ama bu Muharrem İnce'nin mevcut durumunu değiştirmez. Bakın, Muharrem İnce Ecevit'den, Baykal’dan sonra CHP’nin içerisinde ısrarla liderlik mücadelesi veren tek isim. Bununla birlikte, Cumhurbaşkanlığı adaylığı sırasında aldığı oylarla partisini geride bırakmayı başarmış. Bir başka özelliği, olağanüstü kongre çağrısı sürecinde mevcut genel başkanın kontrolünde seçilmiş delegelerin %48'ini ıslak imzasını almış. Şöyle özetleyeyim, bana göre Muharrem incenin parti içerisindeki ağırlığı öne sürülenden fazla. Bunlar, belki başka bir kaç şeyi bilançonun pozitif tarafına yazmak mümkün. Ya negatif taraf? İşte zurnanın zırt dediği yer de orası. Sayın İnce siyasette kontrolsüz bir güreşçi gibi davranıyor. Tek mi dalacak? Önce dalar gibi yapıyor ama sonra vazgeçiyor. El ense mi çekecek? Eli havadayken karar değiştiriyor ve doğal olarakta rakibin ensesine inen tokatın etkisi sert yollu, naber biladerden, öteye geçemiyor. Örnek mi? hakkındaki Beştepe'de Erdoğan‘la görüştü iddiasının ardından yaptıkları ve yapmadıkları. Üslup olarak da yanlış olduğunu söyleyebilirim. Sayın Erdoğan’ın aslı siyasette üstelik dimdik ayaktayken, takliti kesinliklle prim yapmaz. Bir de yerli yersiz söyledikleri var. İnsanın aklına ister istemez eşek arısı geliyor. Bunlar da bilançonun eksi tarafında.

Bu konunun en çok taktığım bölümü, Ahmet Davutoğlu ile Ali Babacan parti kurduklarında Türkiye adına demokrasi, Muharrem ince‘nin parti kuracağı söylentisi konuşulduğunda, CHP bağlamında bölücülük olarak nitelenmesi. Oysa düşünceme göre durum tam tersi. Diğer iki yeni partinin İçinden geldikleri Ak Parti'yi iktidardan etme potansiyelleri varken, Muharrem İnce'nin kurabileceği parti CHP'yi en fazla muhalefetin birinci liginden ikinci ligine düşürebilir.

Muharrem İnce'nin partisi kurulur mu kurulmaz mı bilmem ama şunu gayet iyi biliyorum eğer Muharrem İnce başarıya imza atmak istiyorsa, nevi soyadına münhasır olup süreci bir iğne oyası gibi, bir kaneviçe gibi ince ince işlemesi gerekir. Aksi halde bundan sonraki siyasi hayatında kontrolsüz güreşçi misali, sırtı minderden kalkmayan siyasetçi olmaya devam eder.

Yorumlar 2 Yorum